Türkiye, yedi ayı aşkındır süren İsrail’in Gazze’ye saldırıları boyunca uluslararası alanda Filistin halkının en büyük destekçilerinden biri oldu. Kamuoyundaki büyük Filistin desteği, İsrail’le ticari ilişkileri sürdüren AKP iktidarını bazı önlemler almaya zorladı. Nisan’da İsrail’le ticareti kısıtlama hamlesine girişen Ankara, ay başında ise ticari ilişkileri tamamıyla sona erdiğini açıkladı. Ayrıca Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı “soykırım” davasına müdahil olma kararı alındı.
Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, Türkiye’nin pozisyonuna ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin UAD’deki davaya müdahil olma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin attığı bu adım, bizim tarafımızdan takdir edilmektedir ve çok değerlidir. Türkiye’nin hem siyasi hem de kanuni açıdan atılan bu adıma çok teşekkür ediyoruz. Hep söylüyoruz ki; İsrail kendisini kanunların üzerinde görerek sürekli suç işliyor. İsrail’in Filistin’de özellikle de Gazze’de işlediği suçlardan ötürü ceza alması gerekir.
“İSRAİL, FİLİSTİN’LE TİCARETE ENGEL ÇIKARACAK”
Ankara’nın İsrail ile olan ticareti tamamen sonlandırma kararı sizin için ne ifade ediyor?
Bu adım, Türkiye’nin İsrail’e ekonomik bir yaptırımı olarak uygulanıyor. İsrail artık kınamalara aldırmıyor, onlara ciddi bir uygulama gerekir ki politikalarını değiştirsinler. Türkiye’nin ciddi tutumu İsrail’i bu konuda düşündürecektir. Türkiye’nin bu davranışı, dünyada bir ilktir. Umut ediyoruz ki diğer ülkelere de örnek olur. Filistin olarak Türkiye ile büyük ticari ilişkilerimiz var. İsrail’in, Türkiye’nin bizimle olan ticaretine tepkisini ve buna nasıl bir engel çıkarmaya çalışacaklarını merak ediyoruz.
Türkiye’nin İsrail ile olan ticaretini 9 Nisan’a kadar kısıtlama olmaksızın sürdürmesine ilişkin yorumunuz nedir?
Türk hükümetinin attığı adımları dikkatle ve titizlikle çalıştığını; bunların saldırının başlangıcından bu aşamaya kadar aşama aşama ilerlediğini çok iyi biliyoruz. Geç olsun güç olmasın.
“ÖZEL’İ AĞIRLAMAKTAN ONUR DUYARIZ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İran-İsrail arasında patlak veren saldırılar nedeniyle nisan ortasında planan Filistin ziyareti ertelenmişti. Hatta kendisi diğer siyasilere de Filistin’i ziyaret etme çağrısında bulunmuştu…
Türkiye ile dostluğumuz ve kardeşliğimiz ortadadır. Tüm partiler ve sivil toplum kuruluşları Filistin davasını destekliyor ve bunu takdir ediyoruz. Kapımız Türkiye’den gelen tüm kardeşlerimize açıktır. Ziyaretlerini kolaylaştırmak için elimizden geleni yaparız ve kendilerini güzel bir şekilde ağırlarız. Özgür Özel’i ağırlamaktan onur duyarız. Filistin davası tüm partilerin, tüm hareketlerin davasıdır.
Hamas’ın bir terör örgütü olduğuna yönelik suçlamalara bakış açınız nedir?
Bu suçlamaları kabul etmiyoruz. İsrail, birkaç sene önce Birleşmiş Milletler’e (BM) çağrıda bulunarak Hamas hareketini “terör örgütü” olarak ilan etmek istemişti. Filistin Devleti siyasi ve diplomatik baskı ve görüşmeler yaparak bunu iptal ettirdi. Hamas, bağımsızlığımızı ve davamızı savunan bir parçamızdır. Terörist olan İsrail devletidir, terörist olarak ilan edilmesi ve onunla olan ilişkilerin kesilmesi gerekir. 1948’den beri topraklarımız işgal altında ve kendi vatanımızı korumak istiyoruz.
İran-İsrail gerilimi, Filistin davasını nasıl etkiliyor?
Savaşın devam etmesinden yana değiliz. Hiçbir şekilde çevre ülkelerin de bu savaşa dahil olmasını istemiyoruz. İran ve İsrail arasında bazı çıkarlar ve savaşlar vardır. Onların ilişkilerinin bizim davamızı olumsuz etkilemesini istemiyoruz. İki ülke arasındaki gerginliğin başladığı ilk saatten beri İsrail basını sansürlemeye çalıştı. Nedeni, hakikatin aktarılmasını engellemekti. İki devlet arasında olanlar incelikle hesaplanır. İran’ın saldırısından sadece Filistinli bir çocuk yaralandı. Biz davamızı bütün iç hesaplaşmalardan uzak tutup, haklarımızı savunmaya devam ediyoruz.
ABD’YE MESAJ’ BEKLENTİSİ
Filistin’in BM üyelik süreci nasıl ilerliyor?
Elimizden geleni yapıyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Biz birkaç hafta önce tam üyelik için çalışmalarımızı tamamladık. Tam üyeliğimiz için 15 üyeden 12’si kabul etti, 2 devlet oy kullanmadı, ABD veto etti. Biz bu başvurumuzdan geri durmayacağız. Bizi devlet olarak tanıyan ülkeler fazlalaştı. Geçen hafta iki devlet daha bizi tanıdı. Bu haftaiçi yine bizi 1967 sınırlarına göre bir devlet daha tanıdı. Bizi tanıyan devletlerin sayısı 1967 yılına kıyasla sayısına göre artarak 144’e çıktı. 10 Mayıs’ta yine BM toplanacak ve Filistin’in tam üyeliği için başvuru yapılacak. Ümit ediyoruz ki tam katılım olur ve onaylanır. Aynı zamanda veto kullanan ABD’ye çok büyük bir mesaj olacak. Birçok Batı ülkesine de bizi tanıma yolunda örnek olacak. Hem diplomatik hem de siyasi olarak hakkımız olan BM üyeliğinden vazgeçmeyeceğiz.
“SAVAŞIMIZ YAHUDİLERLE DEĞİL, SİYONİZMLE”
ABD’de gerçekleşen büyük kapsamlı Filistin yanlısı protestoları nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı zamanda bu protestolarda İsrail devletinin Siyonist politikalarını desteklemeyen birçok Yahudi de yer alıyor…
Bu katliamlar tüm dünyada bütün vicdanları harekete geçirdi. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 35 bin şehidimiz, birçoğu engelli kalan 77 bin yaralımız var. Bütün dünya, hastanelerin, yolların okulların yıkımlarını basından izledi. Onların da vicdanları sızladı. Tüm dünyada bizi destekleyen ve onları kınayan insanları görüyoruz. Bu eylemlere katılanların bir kısmı da Yahudiler… İsrail’in suçlarına karşı görüşler değişti. İsrail’in demokratik bir devlet olmadığı görüldü. Bizim savaşımız Yahudilerle değil, Siyonizmledir. Birçok Yahudi de İsrail’in davranışları ve siyonizmin Yahudi tarihini kirlettiğini düşünüyor. İsrail’deki koalisyon aşırı sağcı radikallerden oluşmaktadır. Koalisyon (İsrail BaşbakanıBinyamin) Netanyahu’ya baskı yapıyor. Birçok Yahudi bu radikal hükümeti kendisini temsil eder nitelikte görmüyor. Tüm dünya İsrail’in ve bu savaşın durması gerektiğini biliyor.